“ADALET BİR GÜN HERKESE LAZIM OLACAK” « GAZİANTEP RADYO ZEUGMA

27 Temmuz 2024 - 04:43

 “ADALET BİR GÜN HERKESE LAZIM OLACAK”

 “ADALET BİR GÜN HERKESE LAZIM OLACAK”
Son Güncelleme :

13 Kasım 2022 - 21:58

25 views

Şahinbey Belediyesi tarafından yaptırılan ruhsatsız Akkent Cami iskelesinin çökmesi nedeniyle, 33 saatlik bir çalışma sonucu iskelenin altından çıkartılan ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden inşaat mühendisi Korkut Küçükcan davasında, henüz bir sonuç çıkmadı. Şahinbey Belediyesi  yetkililerinin duruşmaya çağrılmasının ardından mahkeme başkanının da yerinin değiştirilmesi, yargıya baskı yapılıyor iddialarına neden oldu.

Korkut Küçükcan’ın eşi Zeynep Küçükcan “Belediyenin bu tutumu, göz göre göre işlenen  bir cinayet değil de, nedir? Eşimi kaybetmekten dolayı  tarif edilemeyecek kadar çok üzgünüm. Ancak, eşimin ölümünün asıl sorumlusu olan Belediye yetkililerinin  kanun önünde hesap vermek yerine Danıştay kararı  ile   maalesef  koruma altına alınarak, işledikleri suçların örtbas edilmeye çalışılması, yaşadığım bu acıyı daha da artırıyor.” dedi.

Korkut Küçükcan’ın babası Kemal Küçükcan “ Belediyelerin en büyük sorumluluğu yapılan inşaatları kontrol etmek, tekniğe uygun olduğunu ve en önemlisi imara uygun olduğunu denetlemektir. Malesef bu inşaatta caminin yapıldığı yerin imarı dahi yanlış olduğu ve bütün yasaya ait her şeyin çiğnendiği görülmektedir. Ruhsatsız, projesi yok ve proje olmayan bir binanın tekniğe uygun yapılma imkanı da yok. Kimin sorumluluğu aldığı belli olmayan bir proje bu. Projeyi ben yaptım diyen de yok” dedi.

Korkut Küçükcan’ın Avukatı Feride Dilek Helvacı, “Kamuoyuna Türkiye’nin 2. büyük camisi olarak lanse edilen  Akkent Camii inşaatında 33 saat göçük altında kalarak yaşamını yitiren değerli inşaat mühendisi Korkut Küçükcan’ın ölümünün üzerinden bugüne kadar tam  3 yıl geçti. Ancak, bir dizi ihmaller zinciri sonucunda göz göre göre gelen bir kazaya kurban edilen Korkut Küçükcan’ın ölümünün gerçek sorumluları olan Şahinbey Belediyesi Başkanı ve yetkilileri halen daha  Adalet karşısında hesap vermedi.” Dedi

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Burkay Güçyetmez “Ruhsat alınmadan bir yapıya başlanamaz. Bunların tesbit edilmesi, denetlenmesi gerekiyordu. Gerekli iş sağlığı güvenliğinin ilgili yönetmeliklerle yerine getirilmesi gerekiyordu. Sonuç aslına şuna gidiyor, bizler yozlaşmış enkazın altında kaldık. Adalet anlayışımız bir türlü karşılık bulmuyor. Olayın ardından 3 yıl geçti. Ve ne yazık ki hala davada  sonuç alınamadı. Burada toplumsal bir vicdan meselesi var.” “dedi.

İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi 12.-13.-14. Dönem Şube Başkanı Gökhan Çeliktürk, “Gaziantep kamuoyu ve teknik akademik meslek odaları bu davayı yakından takip ediyor. Ve aynı zamanda sahipleniyor. Hepimizin tek beklentisi davanın bir an önce sonuçlanması ve Korkut olayında sorumlu olan kişilerin cezalandırılması. Bu olayla ilgili her kim olursa olsun ceza almasını bekliyoruz. Danıştayın aldığı karara göre kamu görevlileri bu olayla yargılanamaz. Fakat İnsan Hakları Sözleşmesine göre de herkes  mahkemeler karşısında eşittir.” dedi.”

TMMOB İl Kordinasyon Kurulu Sekreteri ve Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Aslı Tezel,” Yapılan ilk incelemelerde,  cami  alanını da kapsayan yerin imar uygulamasının kazadan hemen bir gün sonra yapılarak tapuda tescil edildiği, inşaata ait mimari ve statik projelerin olmadığı, yapı için düzenlenmiş bir inşaat ruhsatı olmadığı, yapının imara aykırı olarak yapıldığı, cami inşaatında herhangi bir denetleme ve iş güvenliği hizmeti olmadığı, inşaatta tek bir işçinin bile sigortalı çalışmadığı,  betonarmede ayrışmalar, bozulmalar, aşınmalar olduğu ve çok daha uzun bir liste halinde sıralanabilecek eksiklikler gözlemlenmişti.” dedi.

Şahinbey Belediyesi tarafından yaptırılan Akkent Cami inşaatında 14 Kasım 2019 yılında iskelenin çökmesi sonucu oluşan göçük altında kalarak hayatını kaybeden İnşaat Mühendisi Korkut Küçükcan’ı kaybedeli bugün tam 3 yıl oldu. Büyük ihmaller sonucu hayattan koparılan Küçükcan’ın davası ise 3 yıl dolmasına rağmen hala sonuç alamadı.

“ADALET BİR GÜN HERKESE LAZIM OLACAK”

Korkut Küçükcan’ın eşi Zeynep Küçükcan, felaketin sorumlularının yargı önünde hesap vermesi gerektiğini belirterek  “14 Kasım 2019 tarihinde yani bundan tam üç yıl önce Şahinbey İlçesi Akkent Camii İnşaatı iskelesinde meydana gelen göçük sonucunda, çok kıymetli eşim ve iki evladımın babası İnşaat Mühendisi Korkut Küçükcan’ı maalesef kaybettim. Kamuoyuna Türkiye’nin 2. büyük camisi olarak lanse edilen Akkent Camii, ne yazık ki eşim Korkut’un mezarı oldu. Adeta  göz göre  gelen bir cinayet şeklinde adlandırabileceğim  bu kazanın tamamen hukuki, bilimsel, teknik usulsüzlükler ile bir dizi ihmaller zinciri neticesinde meydana geldiği, ne yazık ki yaşanan bu felaketin ardından ortaya çıktı.

Yapılan ilk incelemelerde, cami alanını kapsayan yerin imar uygulamasının, kazadan hemen bir gün sonra, arama-kurtarma çalışmaları devam ederken yani eşim daha göçük altındayken alelacele yapılarak tapuda tescil edildiği, inşaata ait mimari, statik ve iskele projelerinin olmadığı, bir inşaatta olmazsa olmaz olan inşaat ruhsatının dahi olmadığı, yapının imara aykırı olarak yapıldığı, cami inşaatında herhangi bir denetleme ve iş güvenliği hizmetinin olmadığı, inşaatta tek bir işçinin bile sigortalı çalışmadığı, iki katlı basit bir yapıda bile kullanılmaması gereken ahşap iskelelerin, böylesine büyük 60 metre yüksekliğinde bir cami inşaatında kullanıldığı, kalıpların uygunsuz yapıldığı, betonarmede ayrışmalar, bozulmalar, aşınmalar olduğu ve bunun gibi çok daha uzun bir liste halinde sıralanabilecek ihmaller ve eksiklikler tespit edildi. Nitekim bu tespitler, gerek TMMOB Uzman Heyeti’nin 17 Kasım 2019 tarihli teknik raporuyla, gerekse de Gaziantep Valiliği’nin 18 Kasım 2019 tarihli basın açıklamasında yer verilen “Kazanın meydana gelmesinin sebebi camide inşaatın olması değil, fen ve sanat kaidelerine uygun yapılmamasıdır.” ifadesi ile de doğrulandı.

EŞİMİN KAZADA “TAM KUSURSUZ” OLDUĞU TESBİT EDİLDİ

Ayrıca, İstanbul Teknik Üniversitesi’nce düzenlenen Bilirkişi Raporunda, Üsküdar Üniversitesi’nce düzenlenen Uzman Bilirkişi Raporunda, ve Savcılığın seçtiği Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde görevli uzmanlardan oluşan Bilirkişi Heyetince düzenlenen üç ayrı raporda, eşim Korkut Küçükcan’ın kazada “TAM KUSURSUZ” olduğu ve tüm sorumluluğun Şahinbey Belediyesi ve İnşaat firması yetkililerine ait olduğu  belediyenin bu tutumu, göz göre göre işlenen  bir cinayet değil de, nedir? Eşimi kaybetmekten dolayı  tarif edilemeyecek kadar çok üzgünüm. Ancak, eşimin ölümünün asıl sorumlusu olan Belediye yetkililerinin  kanun önünde hesap vermek yerine Danıştay kararı  ile   maalesef  koruma altına alınarak, işledikleri suçların örtbas edilmeye çalışılması, yaşadığım bu acıyı daha da artırıyor. Bu defalarca tespit edildi. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı, belediyedeki bazı yetkililerin olayda  kusurlu olduğu  gerekçesiyle haklarında  soruşturma  izni verdi. Haklarında soruşturma izni verilen belediye yetkilileri; eşim Korkut’un ölümünden sorumlu olan kişilerin, sadece bir bölümüydü. Bu nedenle İçişleri Bakanlığının kararına, bu yönüyle itiraz ettik.

TEKNİK BİLİRKİŞİ RAPORLARINI NEDEN YOK SAYILDI

Fakat daha sonra ne olduysa Danıştay dosyadaki tüm bu bilirkişi raporlarını, tanık ifadelerini tamamen yok sayarak, belediyedeki yetkililerinin kazada tamamen kusursuz olduğuna kanaat getirerek, haklarında daha önce soruşturma izni verilen kişilerle ilgili kararı dahi kaldırarak bir hukuk skandalına imza attı. Düşünebiliyor musunuz Danıştay,  teknik ihtisas gerektiren bir konuda, yeni bir bilirkişi incelemesi de yaptırmadan  belediye yetkililerinin tamamen kusursuz olduğuna nasıl karar verdi? Dosyadaki teknik bilirkişi raporlarını neden yok saydı ? Ben hukukçu değilim, ancak verilen kararın son derece haksız ve dayanaksız olduğu ortada. Danıştayın vermiş olduğu bu Adalete olan inancı zedeleyen kararına karşı,  ben de hak arama mücadeleme devam ederek Anayasa Mahkemesine başvurdum. Söz konusu başvurum henüz neticelenmedi.

SANIK OLARAK ÇAĞRILMASI GEREKENLER, TANIK OLARAK ÇAĞRILIYOR

Bilinçli Taksir ile eşim Korkut Küçükcan’ın ölümüne sebebiyet vermek suçundan dolayı açılan ceza davasında sadece müteahhit firma yetkilileri  ile taşeronlar ve çalışanları sanık olarak yargılanıyor. Buna karşılık kazanın asıl sorumlusu olan belediye yetkilileri, Danıştayın verdiği bu karar ile koruma altına alınıyor ve mahkemeye  sanık olarak gelmesi gerekirken tanık olarak çağırılıyor. Mahkemede dinlenen Belediye yetkilisi ise “ Biz, zaten  hiçbir şey bilmiyoruz “  diyerek sorumluluktan kurtulmaya çalışıyor.

Oysa, ceza davasında sanık olarak  yargılanan müteahhit firma yetkilileri ile belediye adına olay tarihinde görev yapmış yetkili inşaat mühendisi, iskele ve kalıp işlerini yapan taşeronlar vermiş oldukları müşterek ifadelerinde “Kazadan kısa bir süre önce, söz konusu inşaata yaklaşık 60 m3 beton dökülerek, ahşap iskele üzerindeki basıncın artmasına sebebiyet verildiğini, bu nedenle iskelede kayma olduğunu, iskelenin çok büyük risk taşıması nedeniyle inşaatın çok acil bir şekilde kapatılarak, iskelenin yıkılması gerektiğini belediye yetkililerine defalarca söylediklerini; ancak, belediye  yetkililerinin bunca ikaza rağmen sahada gerekli tedbirleri almadıkları ve inşaat sahasını kapatmadıklarını” açıkça söylediler.

BELEDİYE YETKİLİLERİNCE GÖZ GÖRE GÖRE ÖLÜME GÖNDERİLMİŞTİR

Kazadan kısa bir süre önce politik rant elde etmek amacıyla biran önce inşaat tamamlansın diye caminin kubbesine biranda  60 m3 – yaklaşık 120 ton ağırlığında  beton döküldüğü için iskele kaymış ve bu durum, ilgililer tarafından belediye yetkililerine defalarca iletilmesine rağmen inşaata giriş-çıkış yasaklanmadığı gibi rahmetli eşim Korkut, buraya ölçüm yapmak için Belediye yetkililerince göz göre göre ölüme gönderilmiştir.

Dinlenen müteahhit ve taşeron firma yetkilileri  Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu başta olmak üzere üst düzey yöneticilerin sürekli olarak inşaata gelip, gittiklerini doğruladılar. Zaten  bu gerçek; o tarihte Belediye Başkanı Tahmazoğlu tarafından kamuoyuna övünerek  Türkiye’nin 2 . büyük camisi olarak lanse edilen  inşaat sahasının  çeşitli aşamalarında çekilen  görüntüleriyle de sabit .

SUÇLULARIN KORUNMASI ACIMI ARTIRIYOR

Rahmetli eşim, 3 yıldır toprak altında. Bunun hesabını o maalesef kimseden soramaz. Ancak ben; rahmetli  eşim Korkut ve öksüz kalan iki evladım adına Devletin yetkili makamlarına ve Yargı Mercilerine  soruyorum “ Belediyenin bu tutumu, göz göre göre işlenen  bir cinayet değil de, nedir? Eşimi kaybetmekten dolayı  tarif edilemeyecek kadar çok üzgünüm. Ancak, eşimin ölümünün asıl sorumlusu olan belediye yetkililerinin  kanun önünde hesap vermek yerine Danıştay kararı  ile   maalesef  koruma altına alınarak, işledikleri suçların örtbas edilmeye çalışılması, yaşadığım bu acıyı daha da artırıyor. Ayrıca, eşimin ölümüyle ilgili ceza davasında  belediye yetkililerini duruşmaya çağıran Mahkeme Başkanı’nın bir anda  görev yeri değiştirilerek,  aynı Adliyede farklı bir  mahkemede görevlendirilmesi de son derece dikkat çekici bir durumdur.

Ben, sadece tarafsız ve bağımsız bir yargı düzeninde hak ve adalet yerini bulsun, sorumlular biran önce cezasını çeksin istiyorum. Unutmayalım ki, adalet bir gün herkese lazım olacak” şeklinde konuştu.

 

SORUMLU OLAN KİŞİLERE, YETKİLİLERE YARGILAMA İZNİ VERİLMEDİ

Korkut Küçükcan’ın babası Kemal Küçükcan, “3 yıl oldu. Malesef ki bu olayla ilgili sorumlu olan kişilere, yetkililere yargılama izni verilmedi. Biz adalete, yasaya güvenmemize rağmen dava çok ağır gidiyor. Bizde bu açıdan oldukça muzdarip durumdayız. Ayrıca ben de inşaatçıyım ben bu memlekette yıllardır bu işi yapıyorum. Belediyelerin en büyük sorumluluğu yapılan inşaatları kontrol etmek, tekniğe uygun olduğunu ve en önemlisi imara uygun olduğunu denetlemektir. Malesef bu inşaatta caminin yapıldığı yerin imarı dahi yanlış olduğu ve bütün yasaya ait herşeyin çiğnendiği görülmektedir. Ruhsatsız, projesi yok ve proje olmayan bir binanın tekniğe uygun yapılma imkanı da yok. Kimin sorumluluğu aldığı belli olmayan bir proje bu. Projeyi ben yaptım diyen de yok, herhangi bir teknik durumdan denetlenmiş de değil. Belediye sahip çıkmıyor. İnşaatı yapan müteahhit de diyor ki bana belediye projeyi verdi ben de yaptım. Bu kadar yasalar çiğnenerek yapılan bu proje, aynı zamanda hiçbir tedbir alınmadan böyle bir inşaatın yapılması görevi bu olan bir belediyenin yapmaması gerek. Bu benim çocuğumda olabilir başka birinin de olabilir. Sanki Allah o camiyi getirdi oraya koydu, böyle bir şey olamaz. Bu şartlar altında tüm ilgili kurumlardan geldiler ve böyle bir inşaatın olmaması gerektiğini söylediler. Korkut’un suçsuz olduğu gösterilmesine rağmen halen dava sonuçlanmadı. Ben bir babayım. Allah kimseye evlat acısı vermesin. Bizim mesleğimizin yapıldığı böyle bir alanda aklın alamayacağı tedbirsizlikle böyle bir bina yapılması çok yanlış ve ne yazık ki bu benim evladıma denk geldi. Başkaları da olabilirdi. Ben bir baba olarak ve bu mesleği yapan biri olarak böyle bir şeyle daha önce hiç karşılaşmadım. Biz mesleğimizi yaparken gece uyuyamazdık. Sorumluluk alırdık. Şimdi ise bir kişi ben sorumluyum demiyor. Türkiye gibi gelişmekten olan bir ülkede asla yapılmaması gereken bir şeydir. Biz daha düzenli yasalara uygun çalışan kişiler olalım derken sorumlu kişiler kendi sorumluluğunu yerine getirmiyor” şeklinde konuştu.

ŞAHİNBEY BELEDİYESİ BAŞKANI VE YETKİLİLERİ  HESAP VERMELİ

Korkut Küçükcan’ın avukatı Feride Dilek Helvacı, “Kamuoyuna Türkiye’nin 2. büyük camisi olarak lanse edilen  Akkent Camii inşaatında 33 saat göçük altında kalarak yaşamını yitiren değerli inşaat mühendisi Korkut Küçükcan’ın ölümünün üzerinden bugüne kadar tam  3 yıl geçti. Ancak, bir dizi ihmaller zinciri sonucunda göz göre göre gelen bir kazaya kurban edilen Korkut Küçükcan’ın ölümünün gerçek sorumluları olan Şahinbey Belediyesi Başkanı ve yetkilileri halen daha  Adalet karşısında hesap vermedi. Söz konusu olayların hukuksal boyutuna değinmek gerekirse, ruhsatsız ve plansız  olarak inşa edilen  Akkent  cami alanını kapsayan yerin,  imar uygulamasının Korkut Küçükcan’ın  halen daha  göçük altında olduğu sırada Şahinbey Belediyesince  alelacele yapılarak tapuya  tescil edildiği kanıtlanmıştır. Ayrıca,konuyla ilgili İstanbul Teknik Üniversitesi,  Üsküdar Üniversitesi ve ODTÜ tarafından düzenlenen 3 ayrı bilirkişi raporunda kazada tüm kusurun Şahinbey Belediyesine ait olduğu somut delilleriyle defalarca tespit edilmiş olmasına rağmen Danıştay tüm bu bilirkişi raporlarını yok sayarak, Belediye Yetkililerinin kusursuz olduğu gerekçesiyle haklarında soruşturma  yürütülmesini engelledi. Üzülerek söylemek gerekirse , Danıştay’ın  bu son derece haksız ve mesnetsiz  kararı, kamuoyunda Adalete olan inancı derinden sarstı. Tamamıyla teknik uzmanlık gerektiren bir konuda dosyadaki üç ayrı bilirkişi raporunda tüm sorumluluğun Şahinbey Belediyesine ait olduğu defalarca belirtilmiş olmasına rağmen Danıştay’ın  yeni bir bilirkişi incelemesine de gitmeksizin Belediye yetkililerinin kazada sorumlu olmadığına karar vermesi son derece üzücü ve düşündürücüdür. Bu durum Yargı Bağımsızlığına büyük gölge düşürmüştür. Danıştayın bu haksız ve mesnetsiz kararına karşı müvekkilim Zeynep Küçükcan adına AYM’ne bireysel başvuruda bulunulmuştur. Sözkonusu başvuru halen daha neticelenmemiştir.

AHŞAP İSKELEDE KAYMA MEYDANA GELDİ

Danıştayın, Belediye Yetkilileri hakkında soruşturma yürütülmesini engelleyen bu haksız kararı nedeniyle Akkent  Camiinde meydana gelen bu kazayla ilgili sadece müteahhit firma yetkilileri , çalışanları ile kalıpçı ve iskeleyi yapan kişilerin  sanık olarak yargılanması hukuk adına son derece endişe vericidir. Söz konusu inşaatın Mahkemede dinlenen yetkili inşaat mühendisi, kalıpçısı ve iskelecisi olan sanıklar ifadelerinde “ Kazadan hemen önce söz konusu cami inşaatına kısa sürede dökülen tonlarca beton nedeniyle ahşap iskelede kayma meydana   geldiği ve bu nedenle inşaatın hemen durdurulup, içeriye giriş-çıkışın hemen engellenmesi için Belediye yetkililerine defalarca uyarıda bulunduklarını ” söylediler. Ancak, yaşanan tüm bu olaylardan habersiz olan inşaat mühendisi Korkut Küçükcan maalesef Belediye yetkililerinin istemi üzerine inceleme yapmak için kazadan önce Akkent Camiine gönderilmiştir. Nitekim, dosyadaki telefon kayıtları, whatsapp mesajları ve tanık beyanları da, bunu aynen doğrulamaktadır. Ancak, bu gerçeğe rağmen mahkemede  tanık olarak dinlenen  Şahinbey Belediyesi Etüd Proje Müdürü Şeyma Gökçek duruşmadaki  tüm sorularımıza “ Bilmiyorum, Belediyeye  sorun” şeklinde kaçamaklı yanıtlar vermiştir. Bu da yetmezmiş gibi “ Korkut Küçükcan’ın inşaatın içine girmesini Belediye Yetkililerinin zaten istemediklerini; sadece dışarıdan drone ile çekim yapmasını istediklerini”  ileri sürmüştür. Soruyorum size ; inşaattaki betonun  ya  da demirin aşınıp aşınmadığı dışarıdan drone ile yapılacak inceleme ile tespit edilebilir mi? Aynı şekilde, kubbenin ya da iskelenin içine drone nasıl girip inceleme yapabilir, nasıl rölöve çıkartılabilir? Bunun mantıki hiçbir izahı yoktur. Kaldı ki, kazanın öncesinde Akkent  cami içinden çekilmiş çok sayıda fotoğrafı, teknik  açıklamaları eşliğinde Etüd Proje Müdürü Mimar Şeyma Gökçek dışında, aralarında İnşaat Mühendisi Faruk Pekşen’in de bulunduğu Belediye yetkililerine defalarca gönderilmiş olmasına rağmen içeriye girmemesi gerektiği hususunda rahmetli Korkut Küçükcan’a hiçbir uyarıda bulunulmamış olması da, zaten bu gerçeği doğrulamaktadır. Nitekim, kaza tarihinde  Korkut Küçükcan’ın aynı gün Belediyede yapılacak toplantıda,  kendisinden istenen araştırmaları yapmak üzere Akkent Camiinde bulunduğu ve kazadan hemen önce  Belediye yetkilileri ile telefon görüşmesi yaptığı sabittir. Ayrıca, olay yeri fotoğrafları ve tutanaklar ile kazada yaralan bir öğrencinin mahkemedeki beyanlarıyla doğrulandığı üzere söz konusu inşaatın çevresinde içeriye giriş-çıkışı engelleyen çit, duvar, bariyer vb herhangi bir donanım da yoktur.

BAŞINDAKİ BARETİ YOK EDİLDİ

Kaza mahallinde yapılan arama kurtarma çalışmaları sırasında  rahmetli Korkut Küçükcan’a ait baret bulunmuş olmasına rağmen, görgü tanıklarının beyanı ile tespit edildiği üzere bilahare Belediyede görevli personel tarafından  elden ele geçirilerek maalesef  yok edilmiş ve böylelikle, kamuoyunda baret kullanmadığı için yaşamını yitirdiği algısı yaratılmaya çalışılmıştır. Oysa ki tonlarca ağırlığın altında kalan bir kişinin başındaki baretin, kendisini koruması beklenilmeyeceği gibi kaza sırasında başından fırlaması da son derece doğaldır.

MAHKEME BAŞKANININ YERİ DEĞİŞTİRİLDİ

Diğer taraftan ilk celsede müteahhit firma yetkililerinden birinin “ Şahinbey Belediyesine ait Akkent Cami İnşaatına Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu ile diğer yetkililerin zaman zaman gelerek denetleme yaptığını” beyan etmesi üzerine Mahkeme Başkanının bazı belediye yetkililerini duruşmaya çağırmasının hemen ardından, görev yerinin değiştirilerek aynı Adliyede bir başka mahkemeye atanması da son derece dikkat çekicidir. Türkiye’nin 2. büyük cami olarak kamuoyuna lanse edilen projesiz, ruhsatsız Akkent Cami inşaatında  ardı ardına yapılan usülsüzlükler ve ihmaller zincirinin sonucu olarak meydana gelen elim kazada yaşamını yitiren Korkut Küçükcan’ın ölümünün 3.yılında  gerçek sorumlular olan Şahinbey Belediyesi yetkililerinin de adalet  karşısında hesap vermelerini bekliyoruz.

Belediye Yetkililerinin Adalet karşısında hesap vermeleri, ülkemizde  insan hayatının bu kadar ucuz olmadığını ve Kanunlar Önünde Eşitlik İlkesi uyarınca kamu görevlilerinin de  hiçbir zaman  işledikleri suçun örtbas edilmeyeceğini kanıtlayacaktır. Ancak, bu şekilde  hayatının en verimli döneminde yaşamını yitiren rahmetli Korkut Küçükcan’ın mezarında rahat uyuyacağını ve kederli ailesinin bir nebzede olsa  yaşadıkları tarifsiz  acısının  hafifleyeceğini  umuyoruz” dedi.

“BİZLER YOZLAŞMIŞ ENKAZIN ALTINDA KALDIK”

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Burkay Güçyetmez, “Korkut toplumda örnek gösterilen bir inşaat mühendisiydi. 3 yıl önce malesef kaybettik. Aslında bu olayı baştan ele almak lazım, Akkent Cami 2012 yılında bir temel atma töreni ile başladı. Zaten ruhsatsız, imarsız bir proje olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu yapı zaten başında yanlışlarla başlayan bir yapı. Gerek hukuksal gerek ise bilimsel ve teknik olarak usulsüzlüklerin barındırdığı ama bu usulsüzlüklerin 14 Kasım günü gündeme geldiği bir yapı. Malesef deneyimli bir inşaat mühendisinin hayatına mal oldu. Ruhsat alınmadan bir yapıya başlanamaz. Bunların tesbit edilmesi, denetlenmesi gerekiyordu. Gerekli iş sağlığı güvenliğinin ilgili yönetmeliklerle yerine getirilmesi gerekiyordu. Sonuç aslına şuna gidiyor, bizler yozlaşmış enkazın altında kaldık. Adalet anlayışımız bir türlü karşılık bulmuyor. Olayın ardından 3 yıl geçti. Ve ne yazık ki hala davada  sonuç alınamadı. Burada toplumsal bir vicdan meselesi var. Bu toplumsal bir sorun. Biz bu sürecin takipçisi olacağız ama en önemlisi adalet arayışında olacağız. Bunların sorumlusu kimse adalet önüne çıkarılmasını ve gerekli cezaları almasını istiyoruz” diye konuştu.

“SORUMLU KİŞİLER CEZALANDIRILMALI”

İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi 12.-13.-14. Dönem Şube Başkanı Gökhan Çeliktürk, “Korkut Küçükcan’ı kaybedeli 3 yıl doldu, çok üzgünüz. Fakat Korkut Küçükcan davası hala devam ediyor. 3 yıl doldu ama dava henüz sonuçlanmadı. Gaziantep kamuoyu ve teknik akademik meslek odaları bu davayı yakından takip ediyor. Ve aynı zamanda sahipleniyor. Hepimizin tek beklentisi davanın bir an önce sonuçlanması ve Korkut olayında sorumlu olan kişilerin cezalandırılması. Bu olayla ilgili her kim olursa olsun ceza almasını bekliyoruz. Danıştayın aldığı karara göre kamu görevlileri bu olayla yargılanamaz. Fakat İnsan Hakları Sözleşmesine göre de herkes  mahkemeler karşısında eşittir. Bizimde bu dava ile ilgili beklentimiz olayda sorumlu olan herkesin dinlenmesi ve bağımsız hakimleri tarafından ona göre karar verilmesidir. Bu davada suçlu kamu görevlisi bile olsa cezalandırılmasını bekliyoruz” dedi.

 

“KORKUT KÜÇÜKCAN İÇİN ADALET İSTİYORUZ”

TMMOB İl Kordinasyon Kurulu Sekreteri ve Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Aslı Tezel, “14 Kasım 2019 tarihinde Şahinbey İlçesi Akkent Mahallesi’nde yapımına 2012 yılında başlamış olan Akkent Camii İnşaatı iskelesinde meydana gelen çöküntü sonucunda  İnşaat Mühendisi Korkut Küçükcan’ ı kaybettik. Olay Gaziantep ve tüm Türkiye’yi derinden sarsmış, olayın hukuki, bilimsel, teknik usulsüzlükler ve ihmaller neticesinde meydana geldiği ne yazık ki felaketin ardından ortaya çıkmıştı.

Yapılan ilk incelemelerde,  cami  alanını da kapsayan yerin imar uygulamasının kazadan hemen bir gün sonra yapılarak tapuda tescil edildiği, inşaata ait mimari ve statik projelerin olmadığı, yapı için düzenlenmiş bir inşaat ruhsatı olmadığı, yapının imara aykırı olarak yapıldığı, cami inşaatında herhangi bir denetleme ve iş güvenliği hizmeti olmadığı, inşaatta tek bir işçinin bile sigortalı çalışmadığı, iki katlı basit bir yapıda bile kullanılmaması gereken ahşap iskelelerin, böylesine büyük 60 metre yüksekliğinde bir cami inşaatında kullanıldığı, kalıpların uygunsuz yapıldığı, betonarmede ayrışmalar, bozulmalar, aşınmalar olduğu ve çok daha uzun bir liste halinde sıralanabilecek eksiklikler gözlemlenmişti.

Gerek TMMOB Uzman Heyeti’nin 17 Kasım 2019 tarihli teknik raporu, gerekse de Gaziantep Valiliği’nin 18 Kasım 2019 tarihli basın açıklamasında yer verilen “Kazanın meydana gelmesinin sebebi camide inşaatın olması değil, fen ve sanat kaidelerine uygun yapılmamasıdır.” ifadesi de doğrulamaktadır.

Yapının tasarımına, yapım kalitesine, iyi mimarlık ve mühendislik hizmeti almasına, hukuki süreçlerinin doğru şekilde yönetilmesine, iş güvenliği önlemlerine ve etkin denetime odaklanmamız gerekmektedir. Mevzuatlarımız da bir yapının nasıl ortaya çıkarılacağı adım adım ve ayrıntılı bir şekilde tarif edilmiştir. Ancak Akkent Camii örneğinde maalesef teknik ve hukuki süreçlere uyulmadığını görebilmekteyiz.

İki yıl süren beklemenin sonucunda 20 Nisan 2022 tarihinde ilk duruşma ile dava süreci başladı. Üçüncü duruşma ise 25 Ocak 2023 tarihine verildi. Dava sürecini TMMOB Gaziantep İl Kordinasyon Kurulu olarak takip etmeye devam edeceğiz. Merhum meslektaşımız Korkut Küçükcan’ ın hayatını kaybettiği bu elim felaket,  yapı inşaası gibi önemli bir konuda bilimi ve tekniği göz ardı etmenin iş cinayetlerine davetiye çıkarmak olacağını bizlere unutturmayacak acı bir hatıra olarak zihinlerde kalacaktır.

Akkent Cami inşaatındaki kuralsızlıklardan dolayı kaybettiğimiz Merhum Korkut Küçükcan’ın ailesine, sevenlerine ve tüm Gaziantep kamuoyuna bir kez daha başsağlığı diliyor, ağır ihmaller sonucunda gerçekleşen bu felaketin sorumluları hakkında idari ve adli işlemlerin bir an önce sonuçlanmasını istiyor ve sorumluların cezalandırılmasına kadar hukuki sürecin takipçisi olacağımızı bir kez daha belirtiyoruz. Korkut Küçükcan için adalet istiyoruz” dedi.

 

 

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.