“MUHİTTİN TAŞDOĞAN’IN ABLASI YÜZÜNDEN EVİMİZİ BAŞIMIZA YIKTILAR” « GAZİANTEP RADYO ZEUGMA

29 Mart 2024 - 01:11

“MUHİTTİN TAŞDOĞAN’IN ABLASI YÜZÜNDEN EVİMİZİ BAŞIMIZA YIKTILAR”

“MUHİTTİN TAŞDOĞAN’IN ABLASI YÜZÜNDEN EVİMİZİ BAŞIMIZA YIKTILAR”
Son Güncelleme :

27 Mart 2023 - 22:25

14 views

Uzmanların “ Eşyalarını alabilir” kararına rağmen eşyalarını alamayan apartman sakinleri, MHP Gaziantep  Milletvekili Muhittin Taşdoğan başta olmak üzere yetkililere ateş püskürdü.

Acil yıkılacak binalar arasında yer almayan Çağla Apartmanının apar topar yıkılmasına vatandaşlardan sert tepki geldi.  Yıkım için MHP Gaziantep Milletvekili Muhittin Taşdoğan’ı suçlayan apartman sakinleri  “Muhittin Taşdoğan’ın ablasının isteği üzerine evimiz başımıza yıkılıyor. Yıkıma itiraz ettik. Mahkeme sürecini beklemeden binamızı yıktılar. Adalet yok, hukuk yok  devlet yok” şeklinde tepki gösterdiler.

Gaziantep’te ağır hasarlı kararı alınıp yıkılan Çağla Apartmanı için tepkiler devam ediyor. Apartman sakinleri bilimsel hiçbir sürecin işlemediğini öne sürerken, 2 gündür yıkımın devam ettiği apartmanda yıkım işlemleri hala sürüyor.  

Sosyal medyadan tepkilerini dile getiren bina sakinleri, Pazartesi günü yürütmeyi durdurma kararı için mahkemeye başvuracakken bu sürecin bile beklenilmediğini dile getirdiler. Binaya gelen uzmanların apartman sakinleri için “eşyalarını alabilir” kararının bile uygulanmadığını ifade eden bina sakinleri bu kararla yılların emeklerinin bir çırpıda heba olduğunu söyledi.

Öte yandan Apartman sakinlerinin iddiasına göre, binanın yıkılmasının altında yatan sebebin Gaziantep MHP Milletvekili Muhittin Taşdoğan’ın ablasının arka binada oturuyor olması yer aldığı dile getirildi.

YILMAZ:  “İTİRAZIMIZ DEĞERLENDİRİLMEDEN YIKIM BAŞLADI 

Davut Yılmaz, “Çağla Apartmanı’nda hiçbir inceleme yapılmadan binanın etrafı çevrilmişti. Polisler bizi binanın içerisine bile bırakmıyordu. Bizde hukuki süreç ile hakkımızı aramak için başvurularımızı yaptık. İtiraz ettik. binayı gelip değerlendirenler ‘ binaya ağır hasarlı ama  acil yıkılacak bir bina değil’ dediler.  Daha sonra Çevre Şehircilik Bakanlığına gittiler ve orada fikirleri değişmişti. Acil yıkılması gerekiyor dediler.  Hasar Tespit Kurumunun başında kişi jeoloji mühendisi.  Diğer genç arkadaşlarımızda binanın fotoğrafları ile ilgili değerlendirme yapıp yıkılacak dedi.  Fakat biz tebliğ istedik. Bize 20 Mart’a kadar tebliğ yapılmadı. Adli yola başvurduk . Bizim binamız  acil yıkılacak bir bina değil dedik. 24 Şubat’ta daha tebliğ yapılmadan buranın yıkım ihalesi verilmişti. Daha benim itirazım değerlendirilmeden Valilik  tarafından binanın yıkılması için yer tespitine geldiler. Mahkeme sürecini başlattık. Mahkeme bana dedi ki idare hala sizin itirazınızı değerlendirmemiş. Sizin başvurunuz incelenmeden reddedilmiş dedi. Fakat idare ısrarla itirazımızın sonucunu 20 Mart’a kadar iletmedi.  Ama 20 Mart’ta gelip yıkacağız dediler. 21 Mart’ta tekrar adli süreci başlattık. Mahkeme başkanı ile görüştük ve kendisine sizin kararınız beklenmeden burası yıkılmak isteniyor dedik. Biz uzman ekipler gelsin incelesinler dedik. Ondan sonra yine yıkılsın deniliyorsa bizde yıkılsın dedik. Hakime gidip beklemediklerini söyledik. Hakim ise bize beklemeleri lazım, beklemiyorlarsa tazminata başvurursunuz dedi. Ben bir şey yapamam ben karar veremem benim 15 gün sizin itirazınızı değerlendirme sürem var. Bunu da idarenin beklemesi lazım dedi. Kaymakama gittim mahkeme sürecinin devam ettiğini söyledim   O  da Valilik karar veriyor dedi. Oraya da gittik. Ama beklemediler. Uzman ekip ise en sonunda geldi. Gaziantep Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölüm başkanı Aytaç Güven geldi. Valiliğin heyet olarak gönderdiği bu insanlar ise 1 saat apartmanı  gezdikten sonra içerde kurulumuz ile birlikte toplantı yaptılar. Ve bu binanın yıkılacak bina olmadığını söylediler. Eğer yıkılacak bina olsa 1 saat burada oturmayız dediler. Bu binanın üzerine 2 kat daha yapsaydınız bu bina yıkılmaz dediler. İnsanların eşyalarını kontrollü bir şekilde almasına izin verin dediler. Ama kimse bize bunun için izin bile vermedi. Biz 45 gündür mağdur durumdayız, kimse sesimizi duymadı. Acil yıkılacak bina da 3 gündür yıkılmaya çalışılıyor. Çürük denilen bina yıkılamıyor. Bu bina yıkılmaz çünkü adaletimiz gibi çürük ve çirkin değil” dedi.

GÖÇER: “ÖLMÜŞ BABAMIN FOTOĞRAFINI BİLE ALAMADIM”

Gökçe Çöçer, “Ben Çağla Apartmanında 5. katın sahibiyim. Aynı zamandan depremden 5 gün öncede 8. katta ofisimi taşıdım. Deprem sonrası sosyal medyada binamızı  paylaşmaya başladılar. İlk ciddiye almadık. Sosyal Medya’da her gün istifa et istifa et diye paylaşım yapılıyor o paylaşımlar ciddiye alınıp istifa edildi mi? Kendi ile ilgili olunca hiçbir şeyi ciddiye almıyorlar. Ben de eğer gerçekten yıkılması gerekiyorsa yıkılsın da dedim. Fakat ben burada bir diploma için sinir krizi geçirdim. İçerde diplomam var diyorum İngiltere’de okudum diyorum ama bana e-devletten çıkar diyor.  Yurt dışı diploması  e-devletten çıkmıyor. Ofisimiz de yıkıldı nasıl yapacağız işimizi. Babam yeni öldü. Ölmüş babamın fotoğrafını bile alamadım ben. Bir fotoğrafı bile vermediler. Tamam yıkılsın ama herkes bina boşaltıyor bizimde eşyalarımızı, anılarımızı almamıza izin verselerdi” diye konuştu.

KAYA: “ADALET YOK, HUKUK YOK, DEVLET YOK”

Özlem Kaya, “Adalet yok, hukuk yok, devlet yok. Benim engelli kardeşim var. Onun eşyalarını bile alamadık. Annemin yıllardır biriktirip aldığı ablamın çeyizi içerde olduğu gibi kaldı. Tüm anılarımız, birikimimiz hepsi gitti. Bu bina sağlamdı, yıkılacak bir bina değildi. Çürük denilen bina kaç gündür yıkılamıyor bile. Hala ayakta. Bizim evsiz kalmamıza sebep olanların hepsini Allaha havale ediyorum” şeklinde konuştu.

TUNCEL: “MUHİTTİN TAŞDOĞAN’IN ABLASI YÜZÜNDEN EVİMİZİ BAŞIMIZA YIKTILAR”

Burcu Tunçel, “Ben 1. katta annem ise 6. katta oturuyor. Bizim orada 2 değil, 16 tane evimiz vardı. Ben 16 dairenin hikayesini de o kadar güzel biliyorum ki. Benim binamda alzeımır hastam var, dms hastam var. Doktorlar çok iyi bilir o süreçlerin nasıl gittiğini. O insanların eşyaları çok önemli. Bitirdiler. 2 tane çocuğum var. Çocuklarımın kitaplarını, kıyafetlerini verdiler. Biz yeniden hayat düzeriz. Çanak, çömlek bizim umurumuzda değil.  Bizim anılarımız var o evde. Bir parça bile bir şey almamıza izin vermediler. Biz hak hukuk aradık ama kimse bizim sesimizi duymadı. Binamıza eğri dediler ama bizim binamızın şekli öyleydi. Eğer binamız eğri olsa biz nasıl içinde oturalım. Çocuklarım için ayakta kalmaya çalışıyorum. Bizim evimizi insanlar başımıza yıktı. Bizlere sürekli duyum geliyordu. Üstten karar geliyor diye. Sorup soruşturduktan sonra binamızın arkasındaki binanın sürekli şikayet ettiğini duyduk. Arka binada Gaziantep MHP milletvekili Muhittin Taşdoğan’ın ablası oturuyormuş ve kimsenin gücü yetmiyormuş. Bizim başımıza yıktılar evimizi. Bir kişinin korkusu yüzünden bu kadar kişi evsiz kaldı. Göz göre göre bir vekilin ablası yüzünden evimizi başımıza yıktılar” dedi.

ENGİN: “BÜYÜK BİR HAKSIZLIĞA UĞRADIĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUZ”

Deniz Engin, “ Büyük bir haksızlığa uğradığımızı düşünüyoruz. Bina ile ilgili her türlü işlem yapılsaydı biz zaten yıkılmasına baştan razıydık. Ama içindeki eşyalarımızı, anılarımızı bize vermedikleri zaman bizim çok zorumuza gitti. Sağlığımızı psikolojimi bozdu. Herkes kendi evine girdi ama bizim hala kalacak bir evimiz yok. Kimimizin kalacak yeri var, kimimizin kalacak yeri yok. Benim evimde 200 yıllık teyzemin hatırası piyanom var. Bunu bana hangi maddiyat getirebilir. Her şeyimiz yukarda. Çocuklarımız var bizim, neler yaşadığımızı kim bilebilir” diye konuştu.

AÇIKGÖZ: “MİLLETVEKİLİNİN KARDEŞİ YÜZÜNDEN BİNAYI YIKIYORLAR”

Halit Açıkgöz, “Emniyet bile bizden helallik  istiyor. Hakkımız kimseye helal değil. Vali de istifa etsin. Bir tane milletvekilinin kardeşi yüzünden vali, emniyet müdürü emir alıyor ve binayı yıkıyorlar. Çoluk çocuk evsiz kaldı. Tüm eşyalarımız evde kaldı. Nasıl yeni bir hayat kuracağız şimdi? Nasıl devam edeceğiz artık?” şeklinde konuştu.

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.