Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan ”Yaşam Memnuniyet Araştırması’” sonuçları açıklandı. Yapılan araştırma sonucunda Türkiye’de memnuniyetsizlik oldukça artarken, hemen hemen her alan da, çok farklı nedenlerden dolayı insanlar mutsuz. Sağlıklı olmak mutluluk kaynağı sayılırken, sosyo-ekonomik durum ise insanları mutsuz ediyor.
Sosyo-ekonomik durumun insanları mutsuz ettiğini söyleyen Uzman Psikolog Mahmut Kayagan, “Birçoğumuz günlük yaşamda değişik konularla ilgili kaygı duyuyoruz. İş stresi, trafik, sınavlar, sağlık sorunları, para, çocuklar, aileyle ilgili sorunlar, birçok insanı kaygılandırıyor ve mutsuz ediyor ” dedi
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan ”Yaşam Memnuniyet Araştırması’” sonuçlarına göre Türkiye’de mutsuzluğun son zamanlarda artmasının sebebi, kişilerin isteklerine kolay ulaşamamalarından kaynaklanıyor. İnsanların mutsuz olmasındaki temel sıralamada ekonomik emniyetsizlik, sosyal problemler, ailesel ilişkiler, duygusal faktörler ve farklı bir takım diğer nedenler geliyor. Gaziantep Güneş Gazetesi olarak bizde bu durumu Uzman Psikolog Mahmut Kayagan ile görüştük. ‘’Mutsuzluk oranı Türkiye genelinde giderek artış gösteren bir olgu’’ diyen Kayagan sözlerine şu şekilde devam etti: ‘’Son zamanlarda mutsuzluk oranı yüzde 1’lerden yüzde 9’lara artış gösteriyor. Kişinin toplumda kendine yer edinememesi en önemli mutsuzluk etkenidir. İç dünyasında yaşadığı çoğu problem, ruhsal rahatsızlıklar, çevresel etkiler insanı mutsuzluğa sürükleyebilir’’ ifadelerini kullandı.
MUTSUZLUK İNTİHARA SÜRÜKLEYEBİLİYOR
Geçtiğimiz günlerde Gaziantep’te bir AVM çatısına çıkarak intihar eden M.Ç isimli şahıs çevredeki vatandaş ve polis ekiplerinin ikna çabalarına rağmen kendini boşluğa bırakmıştı. Artan mutsuzluk oranları ile birlikte kişi ya da kişilerde sorunlarla baş edememe kaygısı oluşuyor sonrasında ise intihar girişimleri oluyor, ölümler yaşanabiliyor. Uzm. Psikolog Mahmut Kayagan: ‘’İntihara meyilli olan kişi kendini birkaç gün evvelinde belli eder. Sıkça ölümden bahseder, mutsuz olduğunu dile getirir ve düzensiz uykular yaşamaya başlar çok ya da az yeme gibi düzensizlikler baş gösterir. Kimseyle konuşmak istemez, insanlardan uzaklaşır, dış görünüşüne önem vermemeye başlarlar, yakın çevresiyle vedalaşma sürecine girer. Vedalaşmanın hemen ertesinde intihar girişimi kaçınılmaz bir gerçek oluyor maalesef’’ şeklinde konuştu.
YARDIM ÇAĞRISI OLABİLİR
İntihar kelimesini çok dile getiren kişilere dikkat edilmesi gerektiğini belirten Kayagan “ Bu bir yardım çağrısı olabilir. Kişiyle öncelikle özdeşleşmek onu anlamak gerekiyor. Kişinin zaten kendi içinde bulunan problemlerin baş göstermesi yalnızlaşmasından kaynaklanıyor. Yalnızlaştıkça içe kapanıklık artıyor, arttıkça intihara meyil devam etmeye başlıyor. Bu gibi durumlarla karşılaşmaya başladığımızda kişiyle bol vakit geçirmek için zaman kollamalı, zaman yaratmalıyız. Kişiyle ne kadar çok vakit geçirirsek o kadar çok kişiyi içselleştirme döneminden çıkarmış oluruz. Bunun dışında psikotik rahatsızlığı bulunan kişileri farklı alanlarda farklı şekillerde tedavi etmeye çalışıyoruz’’ dedi.
KAYGI ARTTIKÇA, DEPRESYON ARTIYOR
Sosyo-ekonomik durumun insanları mutsuz ettiğini sözlerine ekleyen Kayagan, “Birçoğumuz günlük yaşamda değişik konularla ilgili kaygı duyuyoruz. İş stresi, trafik, sınavlar, sağlık sorunları, para, çocuklar ve aileyle ilgili sorunlar birçok insanı kaygılandırıyor. Sağlıklı olmak mutluluk kaynağı sayılırken, sosyo-ekonomik durum ise insanları mutsuz ediyor. Kişide kaygı durumu da çok önemli. Çünkü kaygı arttıkça, depresyon durumu devam ettikçe süreç birbirini takip ediyor ve intihara meyil gerçekleşiyor. Yardım sonrasında da ikinci bir meyil oluşmasın diye kişiyi yalnız bırakmamak desteklemeye devam etmekte gerekli…’’diye konuştu.
KIRTAK: SAĞLIĞIM YERİNDE MUTLUYUM
Sağlığı yerinde olduğu için mutlu olduğunu belirten Yunus Kırtak ‘’Mutluyum. Çünkü sağlığım sıhhatim yerinde, eşim ve çocuklarımla mutlu bir hayatım var. Mutsuz olmama bir neden yok. Mutlu veya mutsuz olmak insanın elinde ’’ ifadelerini kullandı.
YELTEKİN: MUTSUZ OLUNCA KİMSEYLE KONUŞMUYORUM
Yaşadığı sosyo-ekonomik durumdan rahatsızlık duyduğunu bu durumun onu mutsuz ettiğini ifade eden Aslı Yeltekin ‘’Mağazaya, markete girip alışveriş yapamadan geri çıkmak beni üzüyor. Ailemle mutluyum ancak genel hayat yaşantısı beni mutlu etmeye yetmiyor. Mutsuz olunca da kimseyle konuşmuyor, insanlardan uzak duruyorum. Bazen de kulaklığımı takıp müzik dinleyerek yürüyüş yapıyorum’’ dedi.
DALBUDAK: MUTSUZKEN İSE KENDİMİ MÜZİĞE VE DANSA VERİYORUM
TÜİK’in yaptığı araştırmalarda mutsuzluğun temel etkenleri arasında ilk sıralarda yer alan ailesel ilişkiler en çok gençleri etkiliyor. Üniversite öğrencisi olan Şevval Dalbudak Türk aile yapısını anlayışsız bulduğunu dile getirirken: ‘’Anne babadan gelen genler, onların yaşadığı olumsuz etkiler direkt olarak bizleri etkiliyor. Ayrıca kadın-erkek ayrımı yapan kişiler çevremizde çok fazla yer edinmiş durumda. Ev ortamında, iş başvurularında sıklıkla bu insanlarla karşılaşıyoruz. Bu durum beni mutsuz ederken konsere gidemiyor olmak, bir dansçı olarak sanatımı icra edemiyor olmak beni üzüyor. Yani sayacak o kadar çok şey var ki uzun lafın kısası mutlu değilim. Mutsuzken ise kendimi müziğe ve dansa veriyorum ve bu şekilde kafamı dağıtmaya çalışıyorum’’ dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan araştırma sonucunda eğitim durumuna göre mutluluk düzeyi incelendiğinde ise 2021 yılında en yüksek mutluluk oranı yüzde 54.4 ile okul bitirmeyenlerde görüldü. Onları yüzde 51.4 ile ilkokul mezunu, yüzde 47.8 ile lise ve dengi okul mezunları, yüzde 47.6 ile yükseköğretim mezunları ve yüzde 45.7 ile ilköğretim veya ortaokul mezunları takip etti.
CEYLAN: MUTLU DEĞİLİM ATAMA BEKLİYORUM
Okuduğu lisans bölümünden yeni mezun olan Zeynep Ceylan: ‘’Mutlu değilim. Atama bekliyorum ama maalesef son yapılan KPSS sınavı büyük bir skandaldı bizim için bundan dolayı da Türkiye’deki gençlerin çoğunun da mutlu olmadığını düşünüyorum’’ diyerek TÜİK’in sonuçlarını destekledi.
