Bireysel silahlanma ülkemizde her geçen gün artıyor. İnsanların cep telefonu taşır gibi silah taşıması bir çok insanın ve ailenin hayatını olumsuz yönde etkiliyor. Uzmanlar, bireysel silahlanma nedeniyle meydana gelen şiddet olaylarının, 6 yılda yüzde 74.7 oranında arttığını dile getiriyorlar.
Türkiye’de her yıl yüzlerce kişi ateşli silahla hayatını kaybediyor. Sene başından bugüne 4000’e yakın silahlı şiddet olayında 2145 kişi öldü, 3896 kişi ağır yaralandı. Bu olayların 3172’sinde ateşli silah kullanıldı. Ateşli silahlar nedeniyle ölenler arasında yorgun mermi dolayısıyla hayatını kaybedenler de bulunuyor.
Geçtiğimiz günlerde Adıyaman’dan yakınlarını ziyaret için geldikleri Gaziantep’te, ablası tarafından sitenin bahçesinde bebek arabasıyla gezdirilen 13 aylık Kaan Taş bebeğin başına yorgun mermi isabet etti. Bebeğin yaralandığını gören aile, durumu 112 Acil Servis ekiplerine bildirdi. Hastaneye kaldırılan bebek, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Polis, silahı ateşleyen kişinin tespiti için çalışma başlattı.
HEPİMİZ İÇİN BÜYÜK TEHDİT
Kontrolsüz şekilde artarak devam eden bireysel silahlanmanın aile içi şiddet, kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri olaylarında ve sokak kavgalarında sıklıkla kullanıldığını görüyor, duyuyoruz. Ruhsatlı yada ruhsatsız bireysel silahlanmanın caydırıcılığı hakkında bilgiler veren Av. Nazan Sağlamer ‘’Ülkemizin en önemli ve kemikleşmiş sorunlarından biriside bireysel silahlanmadır. Geçenlerde şehrimizde yaşanan 13 aylık Kaan bebeğin ölümü de bizi oldukça derinden yaraladı. Can o kadar ucuz bir hale geldi ki … Bu konu çok hassas… Hepimiz için büyük tehdit çünkü nereden, ne zaman, ne geleceğini maalesef bilemiyoruz’’ dedi.
SİLAHLARA ULAŞMAK ÇOK KOLAY
Ülkemizde de caydırıcılığı hakkında eksiklik çok büyük diyen Av. Sağlamer ‘’Ruhsatlı ya da ruhsatsız silahlar için ülkemizde yapılmış bazı düzenlemeler mevcut. Ancak dünya genelinde yüzde 74 oranında sivil silahlanma söz konusu ve toplum sözleşmesiyle kendimizi emanet ettiğimiz polis, jandarma teşkilatlarının elinde bulundurduğu silahla sivil toplumun elinde bulunan silah oranı arasında 3 katı kadar fazla fark var. Bu da bizlere maalesef şunu gösteriyor ki silahlara ulaşmak çok kolay. Silah ruhsatı edinmek için kanuni düzenlemeye baktığımızda 21 yaş sınırı görüyoruz. 21 yaşında üniversiteye yeni başlamış bir gençten bahsettiğimizi fark ediyoruz. Henüz kendi benliği oluşmamış kişilerin silahlana bildiğini görmek oldukça üzücü’’ şeklinde konuştu.
‘’BİR SUÇ İŞLENECEĞİ ZAMAN RUHSATSIZ SİLAHLAR KULLANILIYOR’’
Bu konuda cezaların yeteri kadar caydırıcı olmadığını belirten Sağlamer ‘’Adli tıp raporlarında parmak izi ve ruhsat belgesi bulunamadığından kişiye ulaşmak daha zor olabileceği için, suç işleneceği zaman ruhsatsız silah tercih ediliyor. Ülkemiz açısından da silahlanma denetimleri için farklı birimler kurulması gerektiğini düşünüyorum. Ruhsatsız av tüfeği sahip olmanın idari para cezası 944 lira gibi çok komik bir rakam. 6136 sayılı kanuna göre tabanca gibi ruhsatsız silahları taşımanın cezasında idari para cezasından ziyade hapis cezasının da olması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle bu hapis cezasının da 3 yıla varana kadar olması gerektiğini düşünüyorum. Bu şekilde caydırıcılığın artacaktır’’
‘’SİLAH BULUNDURABİLECEK MESLEK GRUPLARI GENİŞLETİLDİ’’
‘’2735 sayılı ateşli silahlar yönetmeliği ülkemizde 19.kez değişti. Bu değişiklik kapsamında, kapsama alınan meslek grupları da genişletildi. Bu sayede silaha ulaşmak oldukça kolaylaştı. Bu nedenle hukuki yollu caydırıcı etkiler artarsa bireysel silahlanma oranı düşecektir’’ diye konuşan Av. Sağlamer sözlerine şu şekilde devam etti.
‘’Silahın reklamlaştırılması 2020 yılında yasaklanmıştı, uymayanlara da oldukça büyük cezalar kesildi. Ayrıca yine aynı yıl içerisinde izinsiz silah üretimi yapanlara 5 yıl, yasa dışı silah satışı yapanlara da 3 yıl hapis cezası getirilmişti. Getirilen bu cezanın ruhsatsız silah kullanan ve bulunduranlara getirilmesi korku salacak, caydırıcılık artacaktır diye düşünüyorum’’
