Türkiye’nin 10 kentinde büyük yıkıma yol açan iki depremin üzerinden 19 gün geçerken normal hayatlarına dönmeye çalışan Gaziantepli vatandaşlar hala deprem korkusu yaşadıklarını, psikolojilerinin bozulduğunu ve artık ikinci bir hayatlarının olduğuna dikkat çekerken, normale dönmenin zaman alacağını söylediler.
Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerden etkilenen illerden biri olan Gaziantep’te enkaz çalışmaları devam ederken bir taraftan da yaralar sarılmaya çalışılıyor. 6 Şubat günü Türkiye’nin 10 kentinde büyük yıkıma yol açan iki depremin üzerinden 19 gün geçerken normal hayatlarına dönmeye çalışan Gaziantepli vatandaşlar da hala deprem korkusu yaşadıklarını, psikolojilerinin bozulduğunu ve artık ikinci bir hayatlarının olduğuna dikkat çekti.
6 Şubat saat 04.17 ‘de Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan’da meydana gelen peş peşe iki deprem on bir ili vurarak afet bölgesini adeta savaş alanına çevirdi. ‘’Asrın Felaketi’’ olarak adlandırılan depremde binlerce vatandaşın evleri yerle bir olurken 43 bin 556 vatandaşımız da hayatını kaybetti. Hal bu iken vatandaş normal hayatına dönmeye çalışırken oldukça zorlanıyor.
DEMİR: ‘’UZUN BİR ZAMAN ALACAK HER ŞEYİ NORMALE DÖNDÜRMEK’’
Anlayana büyük ders yaşadıklarımız diyen Gülcan Demir, ‘’Evimiz yüksek olduğu için çok korktuk. Gerçekten o anları unutmak mümkün değil. Duygularımızı ifade etmek oldukça zor… Depremle birlikte her şeyin boş olduğunu bir kez daha anladık. Malın mülkün bize hiçbir şey katmadığını, saniyeler içinde her şeyimizi kaybedebileceğimizi öğrenmiş olduk. Anlayana büyük ders hepsi. Bundan sonra tedirginliğimizle yaşayacağız. Bu paniğin dineceğini pek sanmıyorum. En ufak harekette sallandık korkusu sarıyor her yerimizi. Uzun bir zaman alacak her şeyi normale döndürebilmek…’’ dedi.
SOLANLAR: ‘’YENİ BİR HAYAT BAHŞEDİLDİ BİZLERE’’
Gaziantep’te hayat normale dönmeye çalışırken işinin başında olan baloncu Aydın Solanlar, ‘’Depremin ardından sattığım balonlar beni çok mutlu etti. Çocukların elinde rengarenk balonları görmek oldukça keyifliydi. Sanki o depremde kaybettiğimiz çocuklar olmamış gibiydi, keşke yaşıyor olsalardı çünkü çocuklar bizlerin gülen yüzüdür. Depremle birlikte psikolojilerimiz çok bozuldu. Ölüm korkusu sardı tamamen. Geçmişte yaptığım hatalar canlandı gözümde ağır pişmanlıklar yaşadım. Ölüm o şekilde beni alsaydı Allah’ın karşısında hesap vereceğim hiçbir şey olmazdı. Yeni bir hayat bahşedildi bizlere’’ şeklinde konuştu.
TİRİT: ‘’İLİKLERİMİZE KADAR KORKU SARDI’’
Yaşanılan her artçıyla birlikte korkunun paniğin devam ettiğini belirten Dilan Tirit, ‘’İliklerimize kadar korku sardı her yerimizi. Depremin bizde bıraktığı en büyük etki de bu oldu. Korkumuzu nasıl aşarız bilemiyorum. Gördüklerimizi, yaşadıklarımızı nasıl unuturuz bilemiyorum. Gözümüz sürekli avizede, gözlerimi kapattığımda ilk günkü an canlanıyor ve sallanıyoruz paniği içine giriyorum. İlk iki hafta evimize de giremedik haliyle artçılar devam ettiği için ancak şu an mecburiyetten giriyoruz. Tabii bu süreçte pişmanlığını yaşadığım şeyler de oldu… Küs olduğum insanlar bile gözümün önüne geldiler. Sağ olup olmadıklarını merak ettim ve bundan sonra kalp kırmamaya özen göstereceğim’’ şeklinde ifadeler kullandı.
ONDUR: ‘’MADDİ MANEVİ ZOR BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ’’
Çalışamadıkları dönem zarfında maddi olarak zorlanan ve manevi olarak depremden dolayı oldukça yıpranan Müftah Ondur, ‘’Çok sıkıntılı, üzücü bir zaman dilimindeyiz. Kızım Malatya’da yaşıyor ve oldukça zor zamanları oldu buraya geldiler hep bir arada olalım diye… Çalışamadığımız için maddi olarak zorlandık. Yeni yeni çalışmaya başladık ama çok zorlanıyoruz gerek sallantılardan dolayı gerekse yitip giden canlardan dolayı… Alışmaya çalışmak zorundayız biliyoruz ama bakalım. Allah ölenlere rahmet kalanlara ise güç kuvvet versin’’ dedi.
AKTAŞ: ‘’PARASI, MALI, MÜLKÜ, SERVETİ ÇOK OLANLAR DÜŞÜNSÜN’’
Hepimiz aynıydık o gün ancak kimse ders almadı diyen Mesut Aktaş, ‘’Depremin en etkili şeyi panik ve korkuydu. Her insanda olduğu gibi zorluklarımız oldukça çoktu ancak şükretmek gerektiğini bildiğim için şükrediyorum çünkü evlatlarım, torunlarım yanımda, sağ salim… Keşke herkes yaşadıklarından ders alsa diyorum ancak çok zor. Görüyorsunuz onca şeyden sonra hayat kolay olması gerekirken nasıl zorluyor. Kimsenin ders çıkaracağı bir durum yok ortada. Hala enkaz altında kalanlar var ancak şu hale baktığım zaman üzülüyorum. Diyeceğim şey şu Allah bir daha yaşatmasın. Depremden önce de standart düz bir hayatım vardı yine öyle devam etmeye çalışıyorum. Yatları, katları villaları olan insanlarla hepimiz aynıydık. Öyle bir zamandı ki paramızı harcayamadık. Parası, malı, mülkü, serveti çok olanlar düşünsün’’ şeklinde konuştu.
HAKAN: “İNSAN CANI KADAR HAYVANLARIN CANI DA ÇOK ÖNEMLİ”
Gaziantep’te yaşayan ancak deprem sırasında Elazığ’da eşi ve kedisiyle birlikte yaşayan Ezgi Hakan, “Deprem sırasında biz Elazığ’da bulunuyorduk, Gaziantep’te olduğu gibi şiddetli hissetmedik ama orada da ciddi anlamda sallandık. İlk aklımıza gelen kedimiz oldu. Sonuçta insan canı kadar hayvan canı da çok önemli. İstemeden kırdığımız insanlar oluyor. Yaşadığımız bu acı olaydan sonra bizde bunları tekrardan gözden geçirdik. Umarım bir daha da böyle bir şey yaşamayız. Allah hepimizin yardımcısı olsun” diye konuştu.
SÖKÜCÜ: “DEPREM HİÇ UMMADIĞIMIZ ANDA YAKALADI BİZİ”
Covid-19 salgınında evden çıkamayan bizler depremle sokağa döküldük diyen Halil Sökücü, “Deprem hiç ummadığımız anda yakaladı bizi. Herkes için saat 4.17 unutulmayacak bir zaman dilimi oldu. Bizler için o saatte zaman durdu. Covid-19’u hesap ederken, deprem bize tam tersini yaşattı. Çıkmak istediğimiz evlere giremez olduk. Çocuklarımız ile birlikte hiç aklımıza gelmeyen zor zamanlar yaşadık. Gaziantep yine diğer şehirlere göre daha iyi. Bizde normal hayatımıza dönmeye çalışıyoruz, elimizden bir şey gelmiyor. Özellikle çocuklarımızın psikolojisi çok etkilendi” şeklinde konuştu.
ŞİMŞEK: “HAYATIN NE KADAR KIYMETLİ OLDUĞUNU ÖĞRENDİK”
Nasıl toparlayacağız bilmiyorum ama ben bu yaşadığımız felaketten bir ders çıkarmamız gerektiğini düşünüyorum diye konuşan Fatih Şimşek, “Depremden sonra aslında ne kadar kıymetli bir hayatımızın var olduğunu öğrendik. Deprem bize hayatın önemli olduğunu hatırlattı. Bir ders çıkarmamız gerektiğini öğrendik ama maalesef bu dersi hala alamıyoruz. Hayat normalmiş gibi devam ediyor. Bunun dışında deprem yaşam standartlarımızı olumsuz etkiledi. Hem maddi hem manevi olarak bizi çok zorladı. Yaşadığımız acıyı hala atlatmış da değiliz. Deprem de hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet diliyorum geride kalanların da Allah yardımcısı olsun. Benim 4 tane çocuğum var ve hepsinin psikolojisi çok kötü durumda. Evimiz hasarlı olduğu için hala dışarıda kalıyoruz. Nasıl toparlayacağız bilmiyorum ama ben bu yaşadığımız felaketten bir ders çıkarmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.
HAKAN: “ÖLÜMLÜ DÜNYA KİMSENİN KALBİNİ KIRMAMAMIZ GEREKİYOR”
Hayatta hiçbir şeyi ertelememek gerektiğine dikkat çeken Şafak Hakan ise, “Deprem bize çok şey kattı aslında mesela ben bundan sonra ki hayatımda anlık yaşamayı düşünüyorum. Çünkü ölümü unutmuştuk, Deprem bize hatırlattı. Her an ölümün geleceğini bilerek yaşamalıyız artık. Eşimle birlikte kendimizden önce evcil hayvanımız olan kedimiz geldi. Sonuçta onlarda bir can taşıyor ve onlarında insanlar kadar yardıma ihtiyacı var. Allah herkesin yardımcısı olsun zor zamanlardan geçiyoruz. İnsanlara hemen küsmemek gerekmiş, ölümlü dünya kimsenin kalbini kırmamamız gerekiyor” dedi.
GÜLBURCU ERMAYASI
