Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan: DEPREMİNİN ACILARINI HALEN İÇİMİZDE HİSSEDİYORUZ « GAZİANTEP RADYO ZEUGMA

19 Mayıs 2024 - 02:02

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan: DEPREMİNİN ACILARINI HALEN İÇİMİZDE HİSSEDİYORUZ

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan: DEPREMİNİN ACILARINI HALEN İÇİMİZDE HİSSEDİYORUZ
Son Güncelleme :

04 Nisan 2023 - 22:30

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Gaziantep’ye yaptığı basın toplantısında  deprem ve seçim konususndaki görüşlerini açaıkladı. Erbakan,  Rant uğruna malzemeden çalıyorlar. Rüşvet aldığı için denetim raporunu uygun veriyorlar. Rant uğruna uygun olmayan sulak zeminleri bakanlıkları imara açıyorlar. Bunların önlenmesi lazm” diye konuştu. Erbakan, Doğal Afetlerle Mücadele Bakanlığı’nın kurulması gerektiğini belirterek Türkiye’nin afetlere hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin Gaziantep il başkanlığını ziyaret etti. Fatih Erbakan düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Depremle ilgili konuşan Erbakan, Doğal Afetlerle Mücadele Bakanlığı’nın kurulması gerektiğini belirterek Türkiye’nin afetlere hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.

DEPREMİNİN ACILARINI HALEN İÇİMİZDE HİSSEDİYORUZ

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, “6 Şubat depreminin acılarını halen daha içimizde hissetmeye devam ediyoruz. Burada 11 ilde canlı olarak bunu yaşayıp maruz kalan vatandaşlarımızın yanında 85 milyonun hepsi de aslında bir vücut oldu. Halen bu acıyı yaşamaya devam ediyoruz. Bununla birlikte hem devletimizin hem de hayırsever kuruluşlarımızın vatandaşlarımızın gayretleriyle, çabalarıyla burada yaraların sarılmaya başladığını görmekten dolayı da memnuniyet duyuyoruz. Hem devletimizin hem sivil toplum kuruluşlarının, hayırsever vatandaşlarımızın hem de bu fedakar teşkilatlarımızın Yeniden Refah Partisi teşkilatlarımızın gayretleriyle bu yaraların sarıldığını görüyoruz ve bundan da memnuniyet duyuyoruz.

 Tabii bu vesileyle hem Gaziantep’te hem de depremin etkilediği tüm bölgelerde vefat eden vatandaşlarımızı cenabı Allah inşallah şehit, makamına kabul eylesin. Onları hayatta kalan yakınlarına şefaatçi eylesin. Bütün yakınlarının başı sağ olsun. Yaralı kurtulanlara Cenabı Allah acil şifalar versin. Bütün ülkemizi, Milletimizi Cenabı Allah bir an evvel selamete çıkarsın. Ve Cenabı Allah bir daha bizleri böyle imtihanlarla sınamasın. Bununla geçmiş olsun inşallah. Tabii depremler Cenabı Allahın takdiridir. Kaderi ilahidir. Buna hepimiz iman etmişiz. Allah’tan gelmektedir, bir imtihandır. Fakat bununla birlikte Cenabı Allah bizlere tedbir almayı da emretmiş. İlim var. akıl var. Düşünme kabiliyeti var. Ve bütün bu nimetlerin sonucu olarak da Cenabı Allah diyor ki size verdiğim akılla tedbire tevessül edeceksiniz, tedbir almayı farz kıldı” 

“SAĞLAM ZEMİN VE SAĞLAM BİNA KURALINA MUTLAKA UYULMASI GEREKLİ”

Erbakan , “Bugün Türkiye’de TÜİK’in verilerine göre yapıların yüzde 55 ruhsatsız ve kaçak. Yüzde 60 yirmi yaşın üzerinde. Yüzde 40’dan fazlası da maalesef güçlendirilmesi gerekiyor. Depreme dayanıksız durumda. Böyle bir yapı stoğuna sahibiz. Dolayısıyla yapılması gereken çok iş var. Alınması gereken çok tedbirler var. Bir defa yapılması gereken temel bir kural olarak ifade etmek gerekirse sağlam zemin ve sağlam bina kuralına mutlaka uyulması gerekli. İşte sağlam zemin konusunun ne kadar önemli olduğunu bu depremde de. Gaziantep’te, Hatay’da, Maraş’ta, Malatya’da, dağın eteklerinde, tepede kayalık zeminde olan binaların depremden etkilenmediğini açık bir şekilde gördük. Sağlam bina TOKİ’nin konutlarında. Açık bir şekilde gördük. Bina sağlam yapıldığı için TOKİ’nin konutlarının bu depremden etkilenmediğini gördük” dedi.

“DEPREM ÖLDÜRMÜYOR, İHMALLER ÖLDÜRÜYOR”

Erbakan, “TOKİ dışında da usulüne uygun ve sağlam bir şekilde yapılmış binaların yıkılmadığını gördük. Demek ki her zaman söyledikleri gibi aslında deprem öldürmüyor, ihmaller öldürüyor, binalar öldürüyor. Öyleyse bu tedbire tevessül etmemiz, bu gereken tedbirleri bundan sonrası için almamız lazım. Yeni yapılacak binalar, yapılaşmalar böyle. Bir de eski dayanıksız, ruhsatsız, kaçak yapılarımızın yapı stoğumuzun dönüştürülmesini de bir an önce gerçekleştirmemiz gerekiyor. Burada yerel yönetimlerimize de çok büyük görev düşüyor. Mevcut yapı stoğunun dönüştürülmesi veya güçlendirmeyle kurtarılabilecek olanların bir an evvel güçlendirilmesi çok büyük önem arz ediyor” diye knuştu.

“KOLON KESME UYGULAMALARININ CEZALARININ ARTTIRILMASI LAZIM”

Erbakan, “Özellikle riskli bölgelerde rant uğruna çok katlı yapılaşmalara göz yumulmaması lazım. Yine bununla birlikte deprem vergisi mutlaka yerli yerinde kullanılması lazım. Özellikle deprem bölgesindeki şehirlerimizde, büyük şehirlerimiz başta olmak üzere, İstanbul başta olmak üzere deprem toplanma alanlarımızın mutlaka hayata geçirilmesi, o toplanma alanlarında konteynerlerin hazır bir şekilde bulunması, o konteynerların içinde gerekli malzemenin, erzağın hazır bir şekilde tutulması son derece büyük önem teşkil ediyor. Tabii kolon kesme uygulamalarının cezalarının arttırılması lazım. Çünkü  bu çok büyük bir vebaldir. Adeta cinayete teşebbüstür. Ve hatta kasten adam öldürme suçunun bunun cezasının arttırılması, denetimlerinin yoğunlaştırılması çok büyük öneme sahip. Tabii bütün bunlarla birlikte yine rahmetli Erbakan Hocamızı Rahmetle anıyoruz. 69’da yola çıkarken bütün dertlerimizin, asıl ilacı önce ahlak ve maneviyat prensibidir dediği zaman bazıları kendisine gülmüşlerdir. Dediler ki efendim her şeyin ilacı nasıl ahlak ve maneviyat oluyor? İşte şu depremle ilgili yaşadıklarımızda da bunu gördük. Neden? Eee çünkü rant öncelikli değil. İnsan öncelikli bir zihniyetin hakim olabilmesi için önce ahlak ve maneviyat şuuruna sahip olmak gerekir” dedi.

“DÜNYACI DEĞİL, AHİRET ÖNCELİKLİ NESİLLERİN YETİŞMESİ LAZIM”

Erbakan, “Rant uğruna malzemeden çalıyorlar. Rüşvet aldığı için denetim raporunu uygun veriyorlar. Rant uğruna uygun olmayan sulak zeminleri bakanlıkları imara açıyorlar. Rant uğruna fazladan imar izni veriyorlar. E öyleyse bunların olmaması için ne lazım? Dünyacı değil, ahiret öncelikli nesillerin yetişmesi lazım. Önce ahlak ve maneviyat şuuruna sahip nesillerin. Önce ahlak ve maneviyat vizyonundan nasibini almamış siyasetçiler, makam  sahipleri, yöneticiler, müteahhitler, mühendisler, yapı denetim firmaları ve hatta İnşaat işçileri en mükemmel yasaları ve düzenlemeleri getirseniz bile bunların etrafından dolaşıp, bunları atlatıp yine de suistimallere ve olumsuzluklara yol açabileceğinden dolayı asıl iş Önce ahlak ve maneviyat şuuruna sahip nesilleri yetiştirmeye dayanıyor. Biraz evvel de söylediğimiz gibi rant odaklı değil, insan odaklı olabilmesi için ahlaki ve manevi kalitesi yüksek İnsanları yetiştirmemiz gerek. Bu olmazsa rant uğruna kaçak yapılaşmaya da göz yumar. Fazladan imar da verir. Rant uğruna imara uygun olmayan yerleri imara da açar. Rant uğruna malzemeden de çalar, demirden de çalar”dedi.

“DEPREM BÖLGELERİMİZDEKİ SICAK SULARIN ANLIK OLARAK ÖLÇÜMLERİNİN YAPILMASI”

Erbakan,  “Türkiye maalesef bir deprem ülkesidir. Seller, orman yangınları, depremler, fay hatları. Bunlar Türkiye’mizin, ülkemizin bir gerçeği. Böyle bir ülkede yaşıyoruz ve böyle bir ülkede doğal afetlerle mücadele bakanlığının olması gerektiğini bugün uzmanlarımızla ifade ediyor. Ancak bu afet öncesinde ve afet sonrasında yaşanan süreçlerdeki aksaklıkları hepimiz gördük. Bu çalışmaların afetlere hazırlıklı tedbirler ve afet durumunda, afet anında yapılacak olan işlerle ilgili daha disiplinli, daha etkili bir çalışmanın yapılabilmesi için doğal afetlerle mücadele bakanlığının kurulması gerektiğini ifade ettik. Diğer bir söyleyeceğimiz husus deprem erken uyarı sistemleridir. Yine bilim adamları, uzmanlar bunu ifade ediyorlar. Türkiye’de özellikle fay hatlarının olduğu deprem bölgelerinde aynı zamanda termal su kaynaklarımız var. Deprem öncesinde bu sıcak su kaynaklarındaki suların ısısında artış olduğu bilimsel olarak ortaya konuldu. Ve aynı zamanda oradaki suların kimyasal yapılarının değiştiği yani içindeki argo, metan, karbonmonoksit gibi gazların konsantrasyonunun  değiştiği yani adeta bize sinyal verdiği ifade ediliyor. Yapılması gereken bu deprem bölgelerimizdeki sıcak suların anlık olarak ölçümlerinin yapılması. Kimyasının aynı zamanda anlık olarak tahlil edilmesi, düzenli olarak ve bunlarda bir değişim olması halinde bunun deprem erken uyarı sistemidir. Bunun üzerine çalışılması ve deprem erken uyarı sistemlerinin hayata geçirilmesi büyük bir önem arz ediyor. Tabii deprem öncesi alınacak tüm bu tedbirlerle birlikte deprem sonrası için de AFAD’ın ve Kızılay’ın yeniden yapılandırılması, daha etkili, daha güçlü, daha hızlı bir şekilde müdahaleleri yapabilecek hale getirilmesi ve yine bununla birlikte böylesi büyük bir yıkım karşısında arama kurtarma ekiplerimizin de sayı olarak yeterli olmadığını gördüm. Tabii bu çok olağanüstü bir olaydı. Üç deprem üst üste. 15 milyon insanın yaşadığı bir bölge. Buna yetişebilmek gerçekten de çok zordu ve aksaklıklar oldu. Eee öyleyse arama kurtarma ekiplerimizin eğitimlerini, profesyonelleştirmeli ve sayılarını arttırmamız lazım. Hem AFAD’a bağlı arama kurtarma ekiplerinin hem jandarma arama kurtarma ekiplerinin hem polis arama kurtarma ekiplerinin ve AFAD’a akredite olan diğer gönüllü arama kurtarma kuruluşlarındaki personel sayısını, gönüllü sayısını arttırmamız ve eğitimlerini çok ciddi bir şekilde yapmamız lazım. Bunu da ifade ettikten sonra son olarak söylemek istediğim bu gibi afetlerde Türk Silahlı Kuvvetleri’nden daha etkin bir şekilde istifade edilebilmesi için gerekli düzenlemelerin şimdiden yapılması ve askerlerimize, Mehmetçiğimize de arama kurtarma ve acil müdahale alanında eğitimlerin çok sıkı disiplinli bir şekilde verilmesi gerekiyor. Orada yüz binlerce Mehmetçiğimiz askerimiz var. Bunların eğitimde olması ve böyle bir durumda onlardan çok daha etkin bir şekilde istifade edilmesi yerinde olacaktır” dedi.

“HER TÜRLÜ FRAKSİYONUN BİR ARAYA TOPLANDIĞI, BİR ALTILI MASAYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”

Erbakan, “Bir yandan asrın depreminin yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Bir yandan da hepinizin bildiği gibi çok önemli bir seçimin, 14 Mayıs seçiminin de her geçen gün daha da büyük bir hızla yaklaştığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu 14 Mayıs seçimlerinde sizin de bildiğiniz gibi. Sol, sosyalist, komünist her türlü fraksiyonun bir araya toplandığı, bir araya geldiği bir altılı masayla karşı karşıyayız. Hatta ve hatta. PKK’nın üst düzey yöneticilerinin neredeyse her gün yeni bir video çekerek destek oldukları bir altılı masayla karşı karşıyayız. FETÖ’nün önde gelen isimlerinin gittikleri Avrupa’dan, Amerika’dan, her gün yaptıkları yorumlarla, yazdıkları yazılarla, çektikleri videolarla bütün güçleriyle destek oldukları, kazanmasını istedikleri bir altılı masayla karşı karşıyayız. Ayasofya’yı yeniden müze yapmamız lazım diyen bir altılı masa ile karşı karşıyayız. Dört altı yaş arasında okul öncesi yaştaki çocuklara Kur’an öğretmek çağ dışılıktır. Taliban zihniyetidir diyen bir altılı masa ile karşı karşıyayız. Namus kavramının kökünü kazımayı amaçlayan İstanbul Sözleşmesi iktidara gelir gelmez yapacağımız ilk iştir diyen bir altılı masa ile karşı karşıyayız. Diyorlar ki iktidar olursak meclis çoğunluğunu elde edersek daha bir bardak çay içmeden ilk yapacağımız iş İstanbul Sözleşmesi’ni geri getirmek olacak. İstanbul Sözleşmesi dediğiniz sözde namus kavramının kökünü kazıyacağım diye maddesi olan bir sözleşmedir. Düşünebiliyor musun? İlk işim bu sözleşmeyi geri getirecek olacak diyen bir yapıdan bu ülkeye, bu millete bir fayda gelmesi mümkün mü? Sadece bu değil. Çok affedersiniz eş cinsel evlilikler gayet normaldir, doğaldır ama toplumumuz henüz buna hazır değildir diyen bir altı masa ile karşı karşıyayız. Cumhurbaşkanı Yardımcısı adaylarından Sayın İmamoğlu internetten videosunu izleyebilirsiniz, röportajımda aynen böyle diyor. Eşcinsel evlilikler. Evet olabilir tabii normaldir. Ama diyor toplum ona hazır değil. Sadece bu değil, yine efendim LGBT Türk aile yapısına neden zarar versin? Ne münasebet bu? Herkes istediğini yapmakta özgürdür diyen bir cumhurbaşkanı adayıyla karşı karşıyayız. Sayın Kılıçdaroğlu’nun röportajı hepimizin gözünün önünde internette var. Efendim size göre LGBT Türk aile yapısını bozar mı diyorlar, ne münasebet neden bozsun. Herkes özgürdür. Ve yine mecliste başörtüsüne anayasal bir güvence getirilmesi için iktidarın attığı adıma karşı çıkan bu anayasa. Güvencenin laikliğe aykırı olacağı gerekçesiyle buna destek olamayacağını söyleyen ve bize 28 Şubat’ın karanlık günlerini hatırlatan bir altılı masayla karşı karşıyayız”dedi.

“85 MİLYON MİLLETİMİZ 14 MAYIS’TA SANDIKTA EN GÜZEL CEVABI VERECEKTİR”

Erbakan, “Dışarıdan destekçilerinin din dersini kaldıracağız. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın inanç işleri başkanlığı yapacağız. Terör operasyonlarını tamamıyla durduracağız diyen bir altılı masayla karşı karşıyayız. Dışarıdan destekçisi HDP, HDP’nin yedek partisi Sol Yeşiller Partisi, Sol Yeşiller Partisi’nin seçim bildirgesinde bunları söylüyor. Din dersini tamamen kaldıracağız. Diyanet İşleri Başkanlığının inanç işleri başkanlığı yapacağız. Terör operasyonlarını tamamen durduracağız. Suriye’deki PYD’yle YPG ile mücadele eden Türk askerini oradan çekeceğiz, orayı PYD’ye. YPG’ye teslim edin. Altılı masanın dışarıdan destekçisi olan partinin kapatılma ihtimaline karşı yedek parti olarak kurduğu Sol Yeşiller Partisinin seçim bildirgesinde söylüyor. Ve yine bırakın bu partileri doğrudan doğruya zaten PKK’nın yöneticileri Duran Kalkan Bese Hozat Sayın Kılıçdaroğlu’nu destekliyoruz. HDP’nin onlara destek olmasını olumlu buluyoruz. Biz de mutlaka mevcut iktidarın yıkılmasını ve yerine altılı masanın gelmesini destekliyoruz. PKK olarak. Bütün bu apaçık canlı bir şekilde gözümüzün önünde cereyan ediyor. İşte böyle bir haldeki altılı masaya, yedili masaya inşallah hem Gaziantepliler, hem de 85 milyon milletimiz 14 Mayıs’ta sandıkta en güzel cevabı verecektir. Bizler Yeniden Refah Partisi olarak ülkemizi, milletimizi böyle bir zihniyete teslim etmemek üzere bu seçimlerde Cumhur İttifakı’nda yerimizi aldık. Tüm seçim bölgelerinde kendi amblemlerimizde kendi adaylarımızla hükmü şahsiyetimizi muhafaza ederek ancak Cumhur İttifakı’nın çatısı altında seçimlere inşallah gireceğiz. Ve inşallah böylelikle Yeniden Refah Partimizi 21 yıl aradan sonra meclise en güçlü bir şekilde taşıyacağız. Erbakan, Tayyip Erdoğan. Mücahit. Meclis dışında Yeniden Refah Partisi olarak son derece etkili yapıcı bir muhalefet yaptık. EYT’lilerin, mağduriyetleri konusunda, Ayasofya’nın yeniden cami olması noktasında, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması noktasında, Yeniden Refah Partimizin çabalarının mücadelesinin çok büyük katkısı oldu. Meclis dışında dahi bunlara vesile olduysak inşallah mecliste çok daha güçlü bir şekilde temsil edilerek çok daha büyük hayırlara vesile olacağız. Mecliste milletimizin sesini çok daha etkili bir şekilde duyuracağız. Bugüne kadar toplumun ülkemizin, milletimizin sigortası olarak gördü. Aile kavramının, aile müessesesinin korunması gerektiğini savunduk. Şimdi inşallah 14 Mayıs’tan sonra mecliste bunu çok daha gür bir sesle savunacağız. Atanamayan öğretmenlerimizin sesi olacağız. Uzman çavuşlarımızın taleplerini mecliste biz dile getireceğiz. Taşeron işçilerimizin sesi olmaya mecliste devam edeceğiz. Mevsimlik geçici işçilerimizin problemini, mağduriyetlerini hükümetin gündemine biz getireceğiz. Enflasyonu, hayat pahalılığını, denk bütçenin ne kadar hayati olduğunu mecliste savunmaya devam edeceğiz. Borç ve faiz ekonomisi yerine üretim, istihdam ve ihracat ekonomisinin uygulanması gerektiğini mecliste en gür bir sedayla haykırmaya devam edeceğiz. AK Parti ile yeniden Refah Partimizin yapmış olduğu mutabakattaki prensiplerimizi bir an olsun unutmayacağız. Mutabakatta yer alan, ülkemizin, milletimizin hayrına olan, faydasına olan adımların atılmasının mecliste inşallah Yeniden Refah Partisi olarak takipçisi olacağız. Bu maddelerin hayata geçirilmesi için mecliste inşallah yapıcı muhalefetimize devam edeceğiz”şeklinde sözlerini tamamladı.

YORUM YAP

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.